ses soluk

ses soluk
1) гро́хот, шум, гам
2) изве́стие

oğlundan bir aydır ses soluk yoktu — вот уже́ [це́лый] ме́сяц от сы́на ни слу́ху ни ду́ху


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Смотреть что такое "ses soluk" в других словарях:

  • ses soluk — is., ğu 1) Patırtı, gürültü 2) Haber Oğlundan bir aydır ses soluk yoktu. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hırıltı — is. 1) Boğazdan herhangi bir nedenle boğuk çıkan ses Yavaşlayan soluk alışında hafif hırıltı duyuluyordu. A. Sayar 2) Gürültüyle çıkan ses 3) mec. Geçimsizlik, kavga Ölünceye kadar hırıltı gürültü içinde mi yaşayalım? P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gırtlak — is., ğı, anat. 1) Soluk borusunun üst bölümü, ümük, imik, hançere Gırtlak veremi midir nedir, çehresinde damla kan yok. S. M. Alus 2) mec. Yiyip içme Gırtlak derdi. 3) mec. Ses rengi, yapısı Birleşik Sözler gırtlak ünsüzü gırtlağına düşkün… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katılmak — 1. nsz, e 1) Katma işi yapılmak Süte su katılmış. 2) Bir topluluğa girmek, iştirak etmek Üç dört ev ötedeki boş arsada çocukların oyunlarına katıldım. N. Cumalı 3) Ortak olmak, benimsemek Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tınmamak — 1) önem vermemek, ilgilenmemek, aldırış etmemek Adam hiç tınmadı, cıgarasından derin bir soluk aldı. A. İlhan 2) ses çıkarmamak Onun tınmadığını görünce elini boru yapıp bağırdı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»